Asr sûresi hakkında İmam Şâfi’nin: “Şayet, Kur’ân’dan bundan başka bir sûre nâzil olmasaydı, bu bile yeterdi. İnsanlar bu sûreyi tefekkür etmiş olsalardı onlara kâfi gelirdi“ dediği rivayet olunmaktadır. Ashâb-ı kirâm hazerâtı (Peygamber Efendimiz’in güzide arkadaşları) birbirleriyle karşılaştıkları zaman, selamlaşmadan ve bu sûreyi okumadan ayrılmazlarmış. Herhalde maksatları, surenin ihtiva ettiği mânaları ve özellikle hakkı ve sabrı tavsiyede bulunmayı karşısındakine hatırlatmak ve böylece arkadaşından ayrılmadan önce onda hayırlı bir öğüt varsa, onu dinleyip de istifade etmek olmalıydı..
Cenâb-ı Hakk “Asr” a yemin ederek, insanın hüsrân yâni büyük bir zarar, ziyan ve kayıp içinde olduğunu haber vermektedir. Buna göre “Asr” kelimesi ile “insanın ziyanı“ arasında yakın bir ilişkinin olduğu anlaşılır. Bu ziyandan ise ancak iman, sâlih amel, hakkı tavsiye ve sabrı tavsiye olmak üzere dört haslete sahip olanlar kurtulmuşlardır, yani onlar ziyanda değildirler. Sûre-i şerif’in tefsiri aşağıda PDF olarak sunulmuştur.