Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
“ Cennet ehli hiçbir şeye pişmanlık duymayacak. Ancak zikirsiz (Allah’ı anmadan) geçirdiği zamanlara pişmanlık duyacaktır ” (Râmuz’ül Ehâdis, 4490 )
Cennet nimetlerini tasvir etmeye kimsenin gücü yetmez .. Cennete girebilen bahtiyar kullar orada mutluluklar içinde ebediyyen yaşayacaklardır .. Âyet-i kerime de şöyle buyurulmuştur :
“ Orada (cennetde) nereye baksan (tarifi mümkün olmayan ) bir nimet ve pek büyük bir mülk görürsün ..” (İnsan suresi, ayet 20)
Cennetlikler orada hiçbir şeye üzülmeyecek, sıkılmayacaklar, ancak dünyada iken Allah’ı c.c zikretmeden geçirdikleri vakitler için pişmanlık duyacaklardır.
Âyet-i kerime de şöyle buyuruldu :
“ Ey iman edenler, Allah’ı çokça zikredin ” Ahzab suresi , ayet 41
Allah’ı zikretmek ; O’nu anmak , hatırlamak, yâd etmek demektir. Allah’ı zikretmek ; Allah ile kul arasında bir rabıta ( bağ, ilişki ) kurulmasına sebep olur. Bir hadis-i şeriflerinde aleyhissalâtu vesselâm Efendimiz şöyle buyurmuşlardır :
“ Rabbinizi çokça zikrederek O’nunla olan bağınızı güçlendiriniz ki ( hem dünyada hem de ahirette) mesud bahtiyar olasınız ” (1)
“ Lâ ilahe illallah “ , “ Elhamdulillah “ , “ Subhanallah “ , “Allahu ekber “ , “ Lâ havle velâ kuvvete illâ billah” , “ Lâ ilahe illallah “ , “ Estağfirullah” gibi tesbihat kelimeleriyle Allah Teâla’yı zikretmenin faziletlerine dair çok sayıda hadis-i şerif vardır. Kur’ân okumak da zikirdir, namaz kılmak ise en büyük zikirdir. Kısacası , Allah Teâlâ’ya yönelerek O’nu yâd eden, O’nu tenzih ve tesbih eden her türlü söz, O’nu zikretmek demektir.
Dünya işlerinin, dertlerinin ardı arkası kesilmez. Biri biter, diğeri başlar.. O bakımdan , zikrullah’ı ihmal etmemek lâzımdır. Esâsen, hangi iş Allah Teâlâ’yı zikretmekten daha önemli olabilir ki ?
Allah Teâlâ’yı çokca zikreden kişi dünyada da , ahirette de felah bulur (kurtuluşa erer) :
“ Ey iman edenler ! .. .. Allah’ı çok zikredin ki, felah bulasınız “ Enfal suresi, ayet 45